Kullanılmayan Markalarda Haklı Sebep: COVID-19

Covid-19

Türk Sınai Mülkiyet Hukukuna göre ilgili kişi veya kişiler tarafından başvurusu eksiksiz yapılmış veya eksiklikleri giderilmiş, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerince incelenmiş, iki (2) aylık sabit bültende yayımlanmış, hakkında süreç içerisinde itiraz yapılmamış veya yapılan itirazların tümü nihai olarak reddedilmiş ve tescil ücretinin ödendiğine ilişkin bilgi de dâhil olmak üzere bütün eksik evrakları, süresi içerisinde TÜRKPATENT kurumuna sunularak bütün aşamaları tamamlanmış bir başvuru tescil edilerek sicile kaydedilir ve bültende yayımlanır. Tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren on (10) yıldır. Bu süre, on (10) yıllık dönemler hâlinde yenilenir. Yenileme sınırlaması bulunmamaktadır. İlgili kişi ve kişiler markanın mülkiyetine yenileme ve kullanım şartlarını sağladıkları sürece diledikleri kadar sahip olabilirler. Tescilli marka, yetkisi ve hak sahibinin izni olmaksızın hak sahibine ait marka hakkına tecavüzde bulunan kişilere karşı hak sahibine 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ve diğer ilgili kanun hükümleri kapsamında ileri sürebileceği bazı haklar tanırken yine marka sahibine bazı sorumluluklar da yüklemektedir. Bu sorumluluklar açısından uygulamada en çok karşılaşılan marka kullanımı uygulamasıdır. Markanın tescil tarihinden itibaren beş (5) yıl içerisinde kullanılmaması ya da beş (5) yıl kesintisiz ara verilmesi durumunda markanın iptaline hükmedilir. Özellikle Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından ilgili hükümler kapsamında incelenerek yayım kararı verilen markalara bülteni süresi içerisinde gelen birçok itirazların beş (5) yıllık marka kullanımının olmadığına ve ilgili hüküm kapsamında kullanımı açısından ciddi deliller sunulmaması sonucu itirazların şekil yönünden eksikliği gerekçe gösterilerek TÜRKPATENT kurumu tarafından reddedildiğine şahit olunmaktadır.

Yeni Koronavirüs Hastalığı COVID-19, ilk olarak Çin’in Vuhan Eyaleti’nde Aralık ayının sonlarında solunum yolu belirtileri gelişen bir grup hastada yapılan araştırmalar sonucunda 13 Ocak 2020 tarihinde tanımlanarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve ülkemiz tarafından pandemi olarak ilan edilen bir virüstür. Ülkemizde 10 Mart 2020 tarihinde ilk COVİD-19 Yeni Koronavirüs Hastalığı vakası tespit edilmiştir. Bütün Dünyayı çok hızlı bir şekilde saran COVİD-19 Yeni Koronavirüs Hastalığı ülkemiz açısından da bazı tedbirler alınmasını gerektirmiştir. Hukuki ve İdari açıdan alınan önemli tedbirler bakımından incelendiğinde şüphesiz hukuki ve idari sürelerin 13 Mart – 15 Haziran 2020 tarihleri arasında durdurulmasıdır. Diğer tedbirlerden bazıları ise sokağa çıkma yasakları ve sektörlerine göre kademeli olarak işyerlerinin faaliyetlerinin durdurulmasıdır. Dolayısıyla Dünyayı etkisi altına alan COVİD-19 ülkemizde de fazlasıyla her alanda olumsuz etkisini göstermiştir. Mevcut vaka sayılarına bakıldığında da olumsuz etkilerine devam etmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından Pandemi olarak ilan edilen COVİD-19, markanın kullanılmaması açısından Sınai Mülkiyet Kanununda aranan haklı sebep olarak değerlendirilebilir mi? COVİD-19’un, ilgili kanun hükmüne göre markanın tescil tarihinden itibaren beş (5) yıl içerisinde kullanılmaması ya da beş (5) yıl kesintisiz ara verilmesi hususuna etkisi nedir? Covid-19 Yeni Koronavirüs Hastalığının hızlanmasıyla, küresel veya yerel olarak bu süreçten etkilenmeden çıkabilecek neredeyse hiçbir sektör bulunmamaktadır. 2020 yılının riskleri de beraberinde getirdiği bir gerçektir. Ayrıca neredeyse her taşın altına yuva yapmış bir COVİD-19 ile karşı karşıyayız. Diğer taraftan Dünya’nın yeniden şekillendiği veya şekilleneceği söylemlerinin arttığı bir dönüşümde firmalar tarafından da köklü değişimlere yer verildiği görülmektedir. Birçok anket sonuçları firmaların %72’sinin işlerini yeniden şekillendirmek için daha sıkı biçimde portföylerini ve stratejilerini gözden geçirmeye başladığını göstermektedir. Bütün bu değerlendirmelerin sonucunda COVİD-19 ile birlikte ekonomik bozulmalarında beraberinde geldiği ve devam edeceği şüpheye yer vermeyecek şekilde açık ve nettir.

Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO) ile Avrupa Birliği Adalet Divanı içtihatları ve Avrupa Birliği Marka Tüzüğü dikkate alınarak hazırlanmış “markanın kullanılması” arayışının temelinde tescilli markaların piyasada etkin şekilde kullanılmasının sağlanması ve kullanılmayan markalar gerekçe gösterilerek yapılan itirazlar sonucu yeni müteşebbislerin yapay bir pazara giriş engeli ile karşılaşmamaları hedeflenmektedir. 2017 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yayımlanan kullanım ispatı kılavuzunda da bu konulara kısaca yer verilmiştir. Markanın tescil tarihinden itibaren beş (5) yıl içerisinde kullanılmaması ya da beş (5) yıl kesintisiz ara verilmesi konusunda da ilgili kanun maddesinde özellikle üstünde durulan husus ise haklı sebebin varlığıdır.

Markanın kullanılması:

Madde 9:

(1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.

(2) Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir:

a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması.

b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması.

(3) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunda da belirtildiği üzere haklı bir sebebin varlığı halinde açılacak iptal davaları mesnetsiz kalacaktır. Aynı zamanda bülten sürecinde yapılan itirazlara yönelik talep edilen kullanım ispatları içinde geçerlidir. Haklı bir sebep değerlendirmesinin objektif olarak yapılabilmesi için ileri sürülen gerekçe ile nedensellik bağının yorumlanması, gerekçede iddia edilen haklı sebebin varlığından öncesi ve sonrasının değerlendirmeleri ayrı ayrı yapılması gerekmektedir. Hakkaniyet çerçevesinde bir değerlendirme yapılması gerekirse kanunda yer almasa da belirtilmesinde fayda gördüğüm husus ise kullanım konusunda ve haklı sebep değerlendirmesinde sebep ile malların veya hizmetlerin bağlantı kurulabiliyor olması da önemlidir. Marka ile korunan mal ve hizmetlere uygulanan ithalat kısıtlamaları veya hükümetçe uygulanan başka koşullar gibi, markanın kullanılmasına engel oluşturan ve marka sahibinin iradesinden bağımsız olarak doğan koşullar, markanın kullanılmaması için geçerli nedenler olarak kabul edilebilecektir. Sınai Mülkiyet Kanunda da belirtildiği üzere bazı durumların markayı kullanma olarak kabul edilebileceği ifade edilmiştir. Diğer bir önemli husus ise markanın kullanımının Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde ciddi biçimde olmasının arandığıdır.

Sonuç itibariyle uygulamada henüz karşılaşmadığımız fakat ilerleyen günlerde sık sık karşılaşmamız muhtemel markanın kullanılmamasında haklı sebep olarak COVİD-19 Yeni Koronavirüs Hastalığı gerekçelerde iddia olarak ileri sürülecektir. COVİD-19, Küresel bir ekonomik krizi beraberinde getirdiği ve faaliyet alanı ayrımı yapmadığı bütün insanları etkilediği bir gerçektir. Fakat dikkat edilmesinde fayda gördüğüm ve defalarca dile getirdiğim üzere COVİD-19 ile kullanılmayan markanın mallar veya hizmetler bakımından nedensellik bağlantısı aranmalıdır. Örnek üzerinden anlatmak gerekirse maske, dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, anti bakteriyel el losyonları, insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler, insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddelerin üretimini gerçekleştiren bir firmanın, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından pandemi ilan edilmiş bir hastalığı haklı bir sebep olarak ileri sürmesi şüpheyle yaklaşılmasını gerektirecektir.. Malların veya hizmetlerin markanın kullanılmaması arasındaki bağlantısı tespit edildikten sonra COVİD-19 Yeni Koronavirüs Hastalığı, markanın kullanılmaması sebebiyle açılan iptal davaları ve bülten sürecinde yayıma itiraz eden kişiye karşı talep edilen kullanım ispatı uygulamalarında hak sahibi açısından haklı bir sebep olarak değerlendirilecektir.

Bizimle iletişime geçin.
+90 352 221 39 86 Hemen Arayın!

Bizimle iletişime geçerek randevu alabilirsiniz. İletişim adreslerimiz İletişim Sayfamızdadır.

Menü